Uzun süredir uzunca yazmıyorum. Aslında milyon tane konu aklıma gelmiş olsa da içimden yazmak gelmediği için yazmadım. Öteki türlü zorla yazınca pek hoşuma gitmiyor yazdıklarım.
Peki ne hakkında yazacağım? Geçen yıl aynı dönem okula dönüşle ilgili bir yazı yazdığımı hatırlarsanız, o duyguları yine hissediyorum ama kendimi tekrarlamayı sevmiyorum ayrıca kolaya kaçmış oluyorum öyle. Geçen yıl aynı dönem yerine geçen yıl sonunda yazdığım yazıya bakmam gerekirse orada da vedayı konu aldığımı görüyorum. Bu yıl okuldaki son yılım olduğunu düşündüğümüzde aslında bu konu üstüne yazacağımı da tahmin edebiliriz. Ama bu sefer vedayı farklı bir yönden ele almak istedim. "Vedalar Olurken"
Birkaç aydır yazmak istediğim bir konuydu aslında bu. En uygun vaktin de bugün olduğunu bildiğim için bugüne sakladım arkadaşı. Şimdi bu yazı zorlama olmaz mı derseniz hayır çünkü bu konuda çok fazla düşüncem var.
Hayatımda büyük çaplı vedalar olurken bazı şeyler benzer yaşandı aslında hayatımda. Özellikle değişim. Tamam atıyorum bir yerden bir yere taşındınız her şey değişir ama anlatmak istediğim taşındığınız yerdeki değişim mesela. Sanki sizi vedaya hazırlar gibi hissettiğimiz değişimler.
Bu tip değişimlerin başında gelen şüphesiz taşınınca olanlardır. Sonrası mezuniyetler veya diğer güzel şeyler işte. O zaman en baştan başlamanın sakıncası yok bence(ama bence).
İzmir'de ilk yaşadığım yer Şirinyer-Çamlık Mahallesi'ydi. Orada doğduğum tarihten 6 yaşıma kadar olan süreci yaşadım ama oradaki kadar sokağa çıkmamışımdır başka yerde. Ama taşınmadan bir süre önce ne kimse adam akıllı sokağa çıkmaya başlamıştı ne de başka bir şey yapmaya. Sonrasında da bu devam etti.
Oradan Karşıyaka'ya taşındık. Orada hayatımdaki birçok ilki gerçekleştirdim diyebilirim. Ne kadar oradan taşındıktan sonra keşke şunu da yapsaydım demiş olsam da Karşıyaka'da benim için çok fazla önemli şey oluştu. Ve o 7 yılın sonunda oradan taşınma vaktim de geldi. Ama öyle şeyler oldu ki sanki Karşıyaka'da taşınmamı ister gibiydi. Her şey o kadar değişti ki artık etrafta şaşırdığım şeylerin sayısı artmıştı. Hani her yer gelişir ama bu kadar şeyin üst üste yapılması normal değildi. Bunda yerel seçimlerin de etkisi olsa da o dönemde taşındım sonuçta. Örnek vermem gerekirse yolların değişmesi, metro yüzünden üst geçit vs.'nin kaldırılması kaç yıldır görmeye alıştığım yerlerin kapanması, değişmesi veya yeniden düzenlenmesi. Bunları sadece genel başlık halinde almam zaten uzun bir başlangıçla giriş yaptığım yazı için daha hayırlı olur sanırsam. Normal şartlarda bunun 5 katı falan yazmam gerekirdi. Ama son birkaç şey söylemem gerekirse Karşıyaka'dan taşınmak zor oldu. Taşınma hikayem de tuhaftı. Bu veda olurken tuhaf hislere sahiptim doğrusu. 7. Sınıftan sonra Buca'da ilköğretim hayatımdaki son senemi geçirdikten sonra mezun olduğum okul hakkında çok da bir şey bırakamadım maalesef.
Gel gelelim lise dönemine. Geçtiğimiz 3 yıla. Bu okulu tercihlerime yazdığımda burada yaşadıklarımı yaşayacağımı düşünmezdim. Başka bir deyişle bana 3-4 yıl önce burada bunları yaşayacağımı söyleseler inanmazdım. Birçok etkinliğe katıldım. Belli konularda kendimi geliştirdim. Her tarafı kütürdeyen vücudumu birazcık da olsa toparlamam(o aslında 8. sınıfa kadar dayanır) etkinlik kapsamında İstanbul'a gitmem(yine gideceğim) ve daha birçok şey. Ama bu yıl son senem. Buraya da bir veda yaklaşıyor. Burada da belli değişimler başladı. Okul müdürünün değişimi ile başlar(Geçen yaz 3 defa değişme imkanı bulmuş). Ve okulda yapılan belli düzenlemeler(Sınıfların ayarlanması yeni dersliklerin oluşturulması(sanırsam), bir de bu yıl gelecek öğrenci saysının bayağı fazla olması). Aslında hep oluyordu ama bu yılki biraz daha ciddi. Mezun olanların gidişi, yeni öğrencilerin gelişi(Gelen gideni aratır derler). Bir kısmı dediğim gibi normal olsa da bazıları ciddi değişimler.
Bir de bu değişimler vedadan sonra devam ederler. Belki veda edilen yer veya şeyden uzak kaldığımız için daha göze batsa da koyuyor adama. Şirinyer'deki evimin karşısındaki ağacın yıkılıp yerine ev yapılması. Karşıyaka'da dediğim şeylerin hız kazanması(özellikle dükkan vs.) ve 7 yıl okuduğum okuldaki dengelerin değişmesi(hocaların değişmesi), eski sınıfımın turnuvalar konusundaki talihsizliğini yenmesi(doğrusu final talihsizmiş ama) gibi. Açıkçası bu sefer neler olacak merak ediyorum.
Biraz dikkat ettiğimde aslında bütün vedalarda durumum aynı olduğunu fark etmem bu yazıyı biraz daha farklı bir şekilde anlamlı kıldı benim için. Bu sadece benim basit hayatımdaki bir veda. Bazı vedaları insan yaşamasa dahi hisseder ya insan(örneğin kızını evlendiren bir babanın yaşadığı mutluluk ile vedanın verdiği hüzün arasındaki hissiyat) onları düşündükçe ve gördükçe dediğim gibi değerleniyor bu yazı gözümde. Hiçbir şey eskisi gibi kalmıyor. Ama nedense ben hep o eskiyi özlüyorum. Nedenini bilemesem de hep böyle olmuştur benim için. Değişimi kabullenmekte çok sıkıntı yaşamam ama değişimi de istemem doğrusu.
Vedadan öte yakınma yazısı olan bu acayip yazı pek kafamdaki gibi olmadı doğrusunu söylemem gerekirse. Biraz da karışık yazmam benim bile kafamı karıştırdı. Tuhaf bir gündü bugün. Belki bu yüzden kafamı veremedim yazıya. Ama vedalar olurken insan arkasında çok fazla şey bırakıyor be. Belki de bu yazıyı yazmamın nedeni vedanın ya da vedanın hayatıma etkisinden korktuğum için. Belki de hayatımda yaşadıklarım, bitmesini istemediğim bazen tuhaf, bazen sinir bozucu ama bazen güzel olan bir rüya olduğunu düşündüğüm için. Onu bilemem ama işin en acı yanı korkunun ecele faydası olmaması. Buradan da çıkarttığım şu var: "Vedalar kaçınılmaz ama anılar da bu yüzden var ve bu yüzden unutulmazlar."