4 Temmuz 2018 Çarşamba

Barış Akarsu Yaşasaydı



Otomobil uçar gider, gönlüm gibi geçer gider... Esasen Münir Nurettin Selçuk bestesi olmasına karşın 2006-2007 döneminde birçok kişi ilk kez Barış Akarsu'nun sesinden Yalancı Yarim dizisinin jeneriğinde duymuştu. Barış Akarsu'yu ilk kez görmüyordu halk tabi ki. Ben izlememiştim ama Akademi Türkiye'nin ilk birincisi olur kendisi. Hatta Haluk Levent finalde sürpriz yapmıştı. Video internette de var, hatta Haluk Levent de geçtiğimiz senelerde vefatını veya doğum gününü anmak için paylaşmıştı. Hepimizin içindeki bir hüzündür esasen.

Hatta tam bir ay önce Onurcan Özcan'ın vefat haberinin gelmesi sonrası aklımıza gelen ilk isimlerden biri yine Barış Akarsu'ydu. Biraz daha geriye gittiğimizde Kerim Tekin de katılıyor onların arasına. Üçü de zamansız gittiler. Oysa yapacakları daha çok şey vardı.

Vefatının üzerinden tam 11 sene geçmiş bugün. Ben evrim geçirdim, hayatım baştan sona değişti. Ülke baştan sona değişti. Ama aklımda hep bir soru kaldı. Yaşasaydı neler olurdu ve günümüz insanı ona ne tepki verirdi? Barış Akarsu ilk ekran önüne geldiği günden bugüne herkesin sevdiği, beğendiği, yaptığı müziği zevkle dinlediği bir insan olmuştu hep. Hep de öyle kaldı. Bu yüzden "Acaba yaşasaydı?" sorusunun sadece benim aklımda olduğuna inanmıyorum. Ama son yıllarda merak ettiğim şey acaba yaşasaydı eskisi gibi devam eder miydi? Biraz da bunun için yazıyorum bu yazıyı. Sanırım bunu anlamak için başa o dönemlere dönmekte fayda var.

Normalde durup durduk yer de "Ah geçmiş, güzel geçmiş neredesin?" demeyi sevmem. Diyeni de çok samimi bulmam. Hele ki sosyal medyayı düşününce. Bu konuya ilişkin de yazmak istediklerim var(ki o başka bir yazı konusu) ama bugün bu yazı için geçmişe gitmem gerektiğinden bu konuda biraz farklı hareket edeceğim. En azından bir amacım olduğu için kendimi rahatsız hissetmeyeceğim.
Kendim ve ülkem adına güzel olduğuna inandığım bir yıldı 2007. Ülke ekonomisin çok da kötü olmadığı, krizin yaklaştığı ama insanların yine de mutlu olduğu, en büyük dertlerimizden birisinin Yunanistan ile Avrupa Şampiyonası olduğu dönemlerden bahsediyorum. O 2007'nin en kötü olaylarından biriydi kesinlikle Barış Akarsu'nun vefatı. Tam da Yalancı Yarim beğeniyle izlenirken, Barış Akarsu'nun daha geniş kitlelerin sevgisini kazanırken doğum gününde geçirdiği kaza değiştirmişti her şeyi.

6 gün boyunca bütün ülke her akşam kenetlenmiş Barış Akarsu'nun sağlığının gelmesini bekliyordu. Her akşam haberlerde sağlık durumuna ilişkin gelişmeler paylaşılıyordu. Ama 4 Temmuz'da akşam maalesef o kötü haber gelmişti. Barış Akarsu'yu kaybetmiştik. Bütün ülke gözyaşları içinde defnetmişti. 

O günden bugüne iki ekonomik kriz, bir kalkışma, devlet içindeki örgütlere yönelik sayısız operasyon, bir ciddi protesto dönemi, sayısız çalkantılı ifade ve daha hatırlayamadığım birçok şeyi yaşadık. Ülkenin algısı da o kadar değişti ki, o kadar çok kutuplaşıldı ki ister istemez bu konuda da acaba diye düşünmeye başladım. Bir de Barış Akarsu'nun ödüllerinin çalınıp geri getirilmesi var ki ona ilişkin en kahreden olaylardan biri oydu. Ölene saygı kalmadığını görmek çok kötü.
Konuya dönersem, bütün her şeyi yıl yıl değerlendirmek anlamsız kalacak. 2013 sonrasında ne olurdu diye sormak belki daha doğru olabilir. 

Eğer yaşasaydı 2013 sonrasında neler olurdu onun için? Zor soru. Yine herkesin sevdiği bir olurdu demek istiyorum ama her şeyi düşününce pek de öyle olmayacakmış gibi hissediyorum. En küçük hareketinden dolayı bir kesim yüceltir, öteki kesim nefret edermiş gibi hissediyorum.
Cem Yılmaz'ı düşündüğümde bu hissimin yanılabileceğini görüyorum ama nedense bu durum hissiyatımı değiştirmiyor. Cem Yılmaz'ın dikkatli olması(belli konularda net olmakla birlikte) bir yana halkımızın "Bu şucu bucu" deme sevgisinin(!) baskın geleceğini düşünüyorum(Lanet olasıca sevgi). Zira bir kesim yücelttiği an diğer kesim nefret etmeye başlayacaktı.

Bu noktada Levent Kırca ve Sezen Aksu örneklerini düşününce bu hissiyatım kuvvetleniyor. Doksanlar döneminde herkesin zevkle izlediği Levent Kırca vefatından belli bir süre belli kesimlerce önce ayyaş ve hain ilan edilmişti. Sezen Aksu'nun İzmir'de kendi adının verildiği sokakta, Sezen Aksu 2010 referandumunda evet oyu verdiği için tabelayı değiştirmişlerdi(belediye eliyle olmadı, bir şahıs değiştirmiş). İşte bu yüzden bu durum düşündürüyor beni. Sırf bu yüzden bu dönemde bir kesim tarafından kötülenmesi yerine vefat edip herkes tarafından iyi şekilde anılması içimi rahatlatıyor. En azından iyi şekilde anılacak diyorum.

Bir kişinin siyasi görüşünün ona yönelik sevginin değişmesinde bu denli etkili olması çok kötü. Bir insan siyasi görüşünü belirtmesi sorun olmamalı. Bir sanatçının kendi siyasi görüşünü direkt ve her an belirtmesini açıkçası sevmem. Bana göre sanatçı bu işi sanatına yedirerek veya estetik bir yolla yapabilir. Ama kendi siyasi görüşünü net bir şekilde belirtiyorsa da bir şey diyemem. Görüş ayrılıkları ve farklılıklara rağmen insanların hala aynı kişi olduğunu unutuyoruz galiba. Levent Kırca her zaman devlet eleştirisi yaptı. Ama sadece son dönemde nefret tavan yaptı. Bu ülkedeki algının ve saygının değiştiğini gösteren cinsten. 

Güzel ülkemin sevmediğim bu yönünün hayatımda sürekli karşıma çıkması işin kendi adıma en sinir bozucu yanı. Umarım günün birinde yine tek derdimiz millî takım maçı olur ve kimsenin siyasi görüşü ona yönelik sevgiyi etkilemez.

Bu yazıyı sadece Barış Akarsu'yu anmak için yazmadım anlayacağınız üzere. İsimden anlaşılmalı esasen. Onun için gelenlere altta bir link bırakayım ama bu durum yıllardan beri sinirimi bozan bir durumdu. Hatta bu yazıyı üşenmeseydim geçen yıl yazacaktım. Paylaşmak içimi bir nebze olsun rahatlattı. 

Barış Akarsu her zaman sevdiğimiz biri oldu. Vefatı dışında hep güzel işlerde yer aldı. En azından benim aklıma geldiğinde gülümsetirdi beni. Onun için yazıyı bitirirken Otomobil Uçar Gider'i önerilen şarkı olarak koyuyorum. Yalancı Yarim(halk arasında Gözlerin olarak da bilinir)'i bu yüzden seçmiyorum. Yoksa onun yeri bambaşka.

Barış Akarsu'yu da bir kez daha rahmetle anıyorum. Dünyanın sadece siyasetten oluşmadığının anlaşılacağı güzel günleri görmek dileğiyle....


Şarkı Önerisi: Barış Akarsu-Otomobil Uçar Gider


Koymayacağım deyip ama dayanılamadığı için konulan parça:
Barış Akarsu-Yalancı Yarim(Gözlerin)