30 Haziran 2019 Pazar

Ah Eshot Ah!!!! - Bölüm 6



Bazen bu yazıyı hala nasıl yazabildiğime şaşırıyorum. Dile kolay, 5 sene olmuş(İlk yazı 2014'te yazıldı). Ama daha şaşırdığım bir şey varsa o da belediyenin her sene bana deli gibi malzeme çıkarması. O kadar çok şey var ki yazabileceğim ne kadar uzun olacağını kestiremiyorum. Bu kadar çok malzeme çıkarması iyi mi kötü işte ona yazıda değineceğim. Klasik girişi yapmak gerekirse;

Konu: Bitmek tükenmek bilmeyen Eshot ve İzmir Ulaşımındaki değişimler.

Not: Yukarıda da yazdığım gibi ne kadar uzun olur bilmiyorum.

Yılı genel olarak özetlemem gerekirse kararsızlıkla durmaksızın devam eden değişiklik. Sadece bir yerde değil birden fazla yerde devam eden değişiklik söz konusu. Bazen aynı kısa sürede birden fazla değişim gerçekleşiyor. Ve takip etmesi gerçekten güçleşebiliyor. Örneklerle bu durumu daha iyi açıklayabileceğim inancındayım.

Ana konu örneklerine girmeden önce konu konu gideceğimi ve konu içindeki gelişmeleri kronolojik olarak ele alacağımı belirtmem lazım. Düz bir çizgide gitmek yerine ileri-geri gidecek şekilde olacka da denebilir. Arada kendi deneyimlerime de değineceğim. Hatta bununla başlayacağım.
Öncelikle Buca'da Tınaztepe'ye uzak oturan biri olarak 476-465 vb. araçların Tınaztepe maceralarını devam etmekle birlikte hiç binme ihtiyacım olmadığı için binmiyordum. Bir gün okul çıkışı hava yağmurlu olunca bunlardan birine binme girişiminde bulundum. Hayatımın en acayip yol gidişatını gördüm. Anadolu'da here yere giden tren gibi Tınaztepe'nin her yerine gidiyordu. 2-3 defa çok yakın yerlerden geçtiğini görünce yok artık dedim. Gerçekten garipti. Ama daha bineceğim inancında değilim gerekmedikçe. Aslında bu anlattığım geçen yılın yazısının konusu ama o dönem yazmadığım için şimdi yazıyorum.

Geçen Yaz uzun bir aradan sonra tatile çıkınca uzun zamandır yapmadığım kadar uzun bir otobüs yolculuğu yaptım. Hatta aralarından en uzunu olabilir. 775 sağ olsun 106 duraklı otobüs görmemi sağladı. 102. durakta inince bir ömür geçiyor. Tek avantajı durakların çoğunda durmaması. Ama 1,5 saat belediye otobüsü yoruyor. Hele ki eşyalarla. En son Balıklıova'ya giderken yaşamıştım bunu sanırım. 725'ti sanki aracın numarası. Orada da "Gittiğin Kadar Öde" sistemine geçildiği için pek de teyit etme şansım yok gibi. Otobüslerdeki de aşağıda anlatacağım. Ondan dolayı şimdilik değinmiyorum.

Bir diğer yaptığım şey de 277(Tınaztepe-Otogar'a)'ye binmek oldu. Açıkçası zevkliydi. Yolları garip olsa da trafik çok da yoktu. Bir diğer trafik yoğunluğunun olmadığı yer de Baykuş ve son seferler. 415'in son seferini ve 940'a bindim. Uzun zamandır bu kadar zevk almamıştım yollarda.
Geçen sene yeni midibüs boyutunda araçların alındığından bahsetmiştim. O araçlara binme şansına eriştim. Açıkçası engelli vatandaşlarımız için güzel tasarlanan bir araç olmuş. Metroda olan açılır-kapanır sandalye de doğru tercih.

Bir de otobüs bilgi tabelası sorunsalı var. Kentkart döneminde düzgün çalışan sistemi kaldırıldıktan sonra hala adam akıllı bir sistem yoktu. 2019 itibariyle ile test süreci başlamıştı. Hatta hep alakasız araçlar gösteriliyordu. Şimdi ise birçok yerde düzgün çalışmaya başladı. Ama hala çalışmadığı yerler var. Durağa tabela asmak daha pratikti. Niye ayrı bir direkle bağladılar o da ayrı bir konu.
Geçen seneki konu başlıklarından biri Konak Tramvayı idi. O da bir senesini doldurdu. Geçen sene Konak Tramvayı'nın güzergahını anlatırken Hocazade Cami öncesinde bir bölgenin trafiğe kapalı olduğunu yazmıştım. Aslında orası trafiğe kapalı değilmiş. Hiç değilse geçen araçlar sorunsuz şekilde geçebiliyor. Ama tek şerit olacak ki tramvay yolunun yanında tek yön olan başka bir yol var. Garip göründüğünü söylemem gerekli.

Bir de Mustafa Kemal Sahil Bulvarı'nda aktif otobüsün olmaması garip. Sadece 202 geçiyor ama o da Adnan Ahmet Saygun'a kadar durmuyor. Onun dışında diğer araçlar İnönü Caddesi üzerinden gidiyor. Tertemiz trafik oluyor denebilir o tarafta. Açıkçası tramvayın kendi ait yolu olduğu için bunu anlayabiliyorum ama yine bir alternatif olabilirmiş. 121-70 kafası gibi demek isterdim ama 15 Haziran 2019 itibariyle o kanatta da gelişmeler var. Onu da aşağıda anlatacağım. Her şeye aşağıda değineceğim diyorum çünkü zaten konuları düzgün işlemek zorken sürekli bölersem işler daha da karmaşık bir hal alacak gibi duruyor.

Bu arada tramvay ve yoğun saatlerde eklenen araçlar(121-70-80-90 vs.) aynı anda olunca sandığım kadar kötü trafik olmadığını gördüğümü belirtmem lazım. Ama rahatlama da görmedim.
Tramvay noktasında belirtmem gereken birkaç şey var. Hem Karşıyaka hem de Konak tramvayı öncesi uzun süren bir ön işletim süreci oldu. Bu süreçte ücretsizdi. Hatta ikisine de ilk kez ücretsiz bindim. Bu sürecin böyle olması güzel ama 7 ayda 2 kez zam göreceğimize bu sürecin çok daha kısa tutulmasını tercih ederdim. Bir başka konu da tramvayın durağının bulunduğu alanda validatörlerin tek yönlü olması bana sinir bozucu geliyor. İki yönden binecek şekilde tasarım yapılsa daha mantıklı olurdu gibi.

Konak Tramvayı ile belli araçların güzergahları ve saatlerinin ciddi ölçüde değiştiğinden bahsetmiştim. 121 ve 70 de hatta bu grubun içerisindeydi. İlk bu değişiklik yapıldıktan bir hafta sonra bazı araçların güzergahı değişti. Öncelikle Pazar günü olmayacak şekilde düzenlendi ve Refik Saydam'dan Şair Eşref'e alındı yolu. Sanırım ilk başta da Şair Eşref'teydi. Sonra son anda değiştirilerek başladı ve sonrasında yine değişti. Hata başta kısa ve uzun hatların saat farkı keskindi daha sonrasında sırayla çıkmaya başladılar sene içinde. Bu kadar değişiklik kesinlikle yorucu. İnsanlar bu kadar sık değişiklik ile uğraşmak zorunda değil. Bu yine tramvaydı, alternatif hattı derken anlaşılır. Bir de Fahrettin Altay sorunsalı var. Orada daha garip. Ona da değineceğim.

Yukarıda zamdan bahsetmiştim. Bana göre en sinir bozucu şeylerden biri zamdı sene içinde. 7 ayda 2 kez zam gördük. Son 4-5 yıldır ekonomik şartlar sürekli zamma sürüklüyor. Bu süreçte %50'ye yakın zam geldiğini hesaba katınca düşündürücü bence. Bu arada Temmuz ayındaki zamda güzel de sövdüm. Tahminim yerel seçimden uzak tutmak için böyle yapıldığı yönünde ama bu durumun sinir bozucu olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Hatta o dönem sitede vs. duyuru göremedim ben. Oldu bittiye geldi bir anda.  Bir de dini bayramlarda ulaşım tamamen ücretsiz, millî bayramlarda ise 1 kuruş olacak şekilde ayarlandı. Bundan sonra zam gelirse ben bu karardan bilirim. Bence çok da gereği yoktu bu şekilde yapmanın.  Ayrıca alınmasını planlanan elektrikli araçlar da alınmadı. Ben yine indirim yerine o araçların alınmasını tercih ederim. Halk Taşıtı uygulaması da işin başka bir boyutu. Sabah 06:00-07:00 ve 19:00-20:00 arası ulaşım %50 indirimli(daha önce ücretsiz yazmışım). Saatler yoğun olmayan saatler olsa da fikir güzel ama ekonomik boyutu da önemli. Aziz Kocaoğlu sürekli ulaşımı sübvanse ediyoruz direniyoruz dedikten sonra hep zam yaptı. Tunç Soyer ise aksi yönde hareket ediyor. İlginç bir durum. Umarım kötü bir etkisi olmaz bunun.

Zamdan daha nefret ettiğim bir şey varsa o da İzban greviydi. Haftalarca sürdü ve insanlara bıkkınlık verdi. İlk etapta az da olsa sefer vardı ama mahkeme -hoşuma gitmese de bence haklı olarak- grev kırıcı hareket olarak buldu. İşler tam felç oldu. 6356 sayılı kanunun verdiği yetkiyle ertelenmesi sona erdirdi denebilir. O süreçte anlaşıldı. Bu süreçte Şirinyer İzban'dan Çiğli gibi birçok yere dolmuş konuldu. Ek otobüsler konuldu(773-843-844-856), havalimanı araçları gibi birçok araca ek sefer eklendi.Ama işin havalimanı kısmı faciaydı. 202 iyi hoş ama Konak Vergi Dairesi'nden YKM'ye kadar bavul çekince ölüyorsunuz. Aslında Esbaş ile Havalimanı arası ekspres bir hat konsaydı pratik olurdu bence. Esbaş'a erişim birçok yerden kolay. Şirinyer İzban'dan, Konak'tan erişimi çok da zor değil açıkçası. Grev süresince İzmir Metro'da da grev tehlikesi oldu bir ara. O olsaydı ben düşünemiyorum insanlar ne yapardı. İşte bu noktada yıllardır söylediğim "farklı alternatif" mantığının önemini anlıyoruz. Burada alternatif felaket senaryoları için değil istenen ana planla uygulanmak üzere olması gerekli. Eğer bu olsaydı, sadece o araçların sefer sayıları arttırılabilirdi. Bu sandalyenin ayak sayısını arttırmak gibi. Bir ayak eksilince hemen yıkılmaz böylece. Tramvayda da eleştirdiğim bir şey bu.

Grev dışında bir de 11 Ocak'ta 1 saatlik kontak kapatma eylemi oldu. Belediye önünde açıklama yapan sendikaya(DİSK) polis müdahalesi gelince Eshot kontak kapattı bir saatliğine(İzulaş kapatmadı). İzban grevi dönemindeyken n'oluyoruz demek için bir başka neden oldu bu da.
Değişiklik noktasında ilginç değişiklikler oldu. 104 yeniden Adatepe son durak olacak şekilde ayarlandı(415 ve 70 sonrasında etti 3). Değişim aralıkları uzun olabilir ama yine de hoş değil bence. Daha ilginç olanı 671 ve 800'un durak sayısı azaltıldı. 671 Tınaztepe'den Şirinyer İzban'a, 800 ise Otogar'dan Bornova Metro'ya çekildi. Devrilmediler ama iyi darbe aldılar diyebilirim. Belediye gerçekten eski sistemi sonuna dek yok etmek istiyor. Aktarmalarla daha rahat kontrol sağlanıyor belki ama bu kadar değişimi de kafa kaldırmıyor. Şirinyer'de 878'e daha temiz de bir yük biniyor. Yanlış değilsem 671 sabahları Tınaztepe Yerleşkesi'ne giriyordu. Ama bir arkadaşım buna çözüm olarak 671+171(Koşu durağından aktarma ile) yolunu bulmuş. Mantıklı açıkçası. Ama genel kitle 878'i kullanacaktır.

Sene içindeki genel gözlemlerimden biri de burada. Trafik noktasında Alsancak'a yönelik çok şey var ama Buca'ya yönelik pek çözüm yok. Olmaması trajik bence. Hala gecenin bilmem kaçında saçma bir trafik var Buca'da. Bilmeyenler için Buca İzmir'in en kalabalık ilçesi. Alternatifsizlik var yol konusunda ama bu bir çözüm bulunmaması için yeterli neden değil. Tamam mesela 671 kalktı ama 878'in önemi arttı. Bu Karşıyaka Tramvayı hizmete sunulacağı dönemde Karşıyaka İskele'den Bostanlı'ya giden  araçların çoğunun Karşıyaka İskele'den başlayacak şekilde düzenlenmesi gibi. Tamam araç kalktı ama yine aynı şekilde hareket olacak o yolda. Ne kadar verimli olur bilmiyorum. Bakalım yerel seçimlerde sürekli battı-çıktılardan bahsedildi. Yapımı yine eziyetli olacaktır ama rahatlatacaksa katlanılır bence. Bunu zaman gösterecek. Kaliteli çözüme giden bir yol olduğu sürece sorun yok.

Değişimin bir başka kanadı ilçe otobüslerindeki "Gittiğin Kadar Öde" sistemine geçilmesiyle oldu. Daha önce anlatmıştım, sadece arka kapılarda iade için validatör var. Arka kapıdan inmeyi teşvik etse de otobüs kalabalık olunca gereksiz bir bekleme süresi ekleyebiliyor. Bu futboldaki VAR ile gelen gereksiz bekleme süreleri gibi. Neyse, şu ana dek 5 araç değiştiğini gördüm. Balıklıova-İYTE-Bademler-Urla-Seferihisar için sırasıyla 981-982-983-984-985 hatları daha önceki hatların yerine aldı.

Gittiğin Kadar Öde demişken belirtmem gereken iki şey var. İlki İzban'da 90 dakikanız var mı diyenlerden kurtulmak güzel. İkincisi siteden duraklar arası ne kadar tutacağına bakmak güzel ama durak ve istasyonlarda bunun için bir tabela konabilirmiş. Bence pratik olurdu. Bir de artı para sisteminde iadeyi unutanların başka bir araca bindiği zaman iade haklarının yapnması hoş değil. Eksi bakiye'de bu sorunun da önüne geçilebilirdi ama belediye bunu tercih etti.

Sene içinde bayağı bir araç kaldırıldı. İlk olarak 107-172-706-753-825-916 kaldırıldı. Bu Eshot'un kendi değerlendirmeleri içinde olan bir şeydi. Benim için beklenmedik olan yoğun saatlerde çalışan araçların(121-70-80-90) kaldırılması oldu. Hatta 802 vs. de kaldırıldı. 10 Haziran civarı vs. öğrendim ki 15 Haziran itibarıyla bu araçlar kaldırılıyordu. Zaten yan alternatifleri vardı ama onlar Alsancak'ın içinden geçmiyorlardı(921, 680, 690, 470 vs. gibi). Aslında 121 gibi araçlar tam da alternatifli sistem anlayışıma uyuyordu ama belediye kaldırmayı tercih etti. Dürüst olmam lazım karışıktı ama insanlar hangisi gelirse binerim  anlayışını benimsemişti son saat düzenlemesi ile. Tabi bu benim için bir devrin sonu gibi bir şey. Eskiden Konak'tan 121-120-361 ile Karşıyaka'ya gittiğimi ilk yazımda anlatmıştım. Artık böyle bir imkan kalmadı. İzban ile gitmeyi sevmediğim için Halkapınar(543) veya Alsancak(921) üzerinden gitmek benim tercih ettiğim yol olacak. 70 de benim için pratik bir araçtı. Ne kadar Mezarlıkbaşı ölüm olsa da severdim seni 70. Özleyeceğim sanırım ikisini de. Son olarak 121'e de doğum günümde binmiş olmak da ilginç oldu benim için. Merak ettiğim Konak'ta yeşil alanın bir kısmını(Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi Yanı) durak ve yol yaptılar. 121-802 vs. oradaydı. Ne olacak bilmiyorum.
(Bu seride okuduğu ilk yazı bu olanlar için not: Araçlarla duygusal bağım yok, çocukluğumda sık bindiğim araçların bu şekilde kalktığını görünce çocukluğumdan bir parça yok olmuş gibi hissediyorum sadece).

Yalnız bu değişiklik niye üniversite sınavının olduğu gün yapıldı ona kafam basmadı. Yaz saatlerine de bugün geçildi, ona da tamam ama Pazartesi başlanabilirdi bence. Kritik dönemde değişiklik de ilginç tercih.

Güzergah değişiklikleri noktasında bu sene sadece bir aracın güzergahının uzadığını gördüm. O da 490 oldu. O da 2 durak mı ne uzadı. Üçyol Metro'nun öteki tarafına geçmesi gerekliydi bence ama. İlla ki başka araçlar da vardır bu şekilde ama bir tek bunu gördüm. Değişiklikler noktasında vatandaş talebi ile değişen 873'ü de es geçmemek lazım. 4 Şubat'ta araç sefere başlamış, 18'inde vatandaşların yoğun talebi nedeniyle düzenlemeye gidilmiş.

Ve gelelim Fahrettin Altay'a. Şu ana kadar defalarca kez değişim kelimesini kullandım bu yazıda. Fahrettin Altay'da ise bu bahsettiklerimden daha beter bir durum söz konusu. Bir arkadaş ortamında bu yazı serisinin mevzusu geçtiğinde orada oturup her gün okul için Buca'ya gelen bir arkadaştan öğrendiklerim gerçekten şaşırttı(2018 Temmuz-Ağustos dönemi içinde geçen bir konuşmaydı). O taraflar konusunda cahil olduğum için benim açımdan da ilgi çekici oldu. Başlamadan söyleyeyim. Orada yaşamadığım için tam etkileri noktasında net fikrim yok ama anlatılanları değerlendirince hiç de hoş bir tablo yok ortada.

Fahrettin Altay'da birçok ilçeye giden dolmuş, birçok yere giden otobüs ve tramvay tek meydanda toplanmış durumda idi. Ancak o bölgede sürekli bir değişim hali söz konusu. Eskiden meydan civarında olan beyaz dolmuşlar Engelliler Parkı tarafına taşınmış. Bazı araçların güzergahları neredeyse her ay değişir noktaya gelmiş. Bazı otobüslerin son durakları değiştirilmiş. Belediye bunu kafasına göre yapmıyor aslında. Orada İstinye Park AVM -adını sövdüğüm- ve otel  inşaatı var. Ve inşaatın olduğu yer tahmin edersiniz ki otobüslerin ve dolmuşların olduğu taraf. Böyle olunca yer düzenlemesi gerekli oldu. Ama tıpkı yukarıda bahsettiklerim gibi belediye tam bir çözüm bulamayınca adeta deneme yanılma yoluyla işin içinden çıkmaya çalışmış. Modern belediyecilikte deneme yanılma yolu ne kadar var bilmiyorum ama insanların bu denli değişime maruz kalması anormal bir durum. Sık sık olan değişim bir süre sonra insanı yoruyor. Değişime karşı olmak saçma ama fazlası daha da saçma. Zaten bu sene belediye sürekli deneme yanılma yoluyla iş yapıyor gibi bir hali var. Bu noktada anlamak güç gerçekten. Bir de Üçkuyular'a bu dolmuşlar vs. için Terminal yapılacak. O dönem daha ne olabilir bilmiyorum. Bölgeyi tam bilmediğim için net konuşamam ama daha sıkıntı getirecek gibi. Umarım getirmez.

İşin İstinye Park boyutu daha vahim. Sürekli dava açılıyor, inşaat duruyor. Sonra yeni raporlarla vs. inşaat devam ediyor. Orada bu şekilde bir kısır döngü söz konusu. Durum bu haldeyken nasıl bu izin verildi onu da anlamış değilim. Ama sorun yarattığı kesin.

İstinye Park hakkında şunu söylemeden edemeyeceğim. O nasıl bir vizyonsuz isimdir? AVM grubusun anladık ama İzmir'deyiz. Alt marka olabilir. Migros'un Tansaş ve Kipa'yı yutmasını hala sevmesem de kısmen anlıyorum ama bu tamamen saçma. Benzer vizyonsuzluk Bornova'da da var. Avcılar Caddebostan diye inşaat yapıyorlar. Hadi inşaat firmasının adı Avcılar onu anladık(ki yine farklı isim olabilirdi), Caddebostan nedir? Buca'ya da Nişantaşı Resort yapın da tam olsun. Anlamak güç bazı şeyleri.

Dahası, o bölgede AVM dünyanın en gereksiz şeylerinden biri. Balçova'ya, İnciraltı'na, Selway'e çok da uzak değil. Orada yeteri kadar AVM varken Fahrettin Altay'a AVM yapmak niye? Orada çok gereksiz bir karmaşaya sebep olması yetmezmiş gibi ortada kocaman ilginç bir yapı olacak. Kızılay AVM gibi de değil orası. Oraya harcanan paraya da üzülüyorum. İstedikleri kadar iyi bir yer yapsınlar benim için hep gereksiz olacak. Geçen sene de yazmışım ama yine yazma ihtiyacı hissettim.
Bu konuda gerekli/gereksiz öfkemi kustuğuma göre yazıya devam edebilirim.

Geçen sene artı para sistemi yerine eksi bakiye sisteminin neden daha mantıklı olduğunu anlatmıştım. Belediye de Artı Para'daki sorunu görmüş olacak ki Tükenmez Kart sistemini tanıttı. Bu sayede otomatik ödeme talimatı verir gibi kartı sisteme tanıtıp bakiye belli bir miktarın altına düştüğünde otomatik olarak yükleme yapacak. Fikir güzel ama kredi kartı gerektiriyor. Kredi kartı kullanımımız yüksek olsa da 18 yaş altı grup için sorun olabilir. Ya da herkes kredi kartı kullanmak zorunda değil. Güzel fikir ama herkesi kapsamıyor gibi. Benim otobüsle çok işim olmadığı için kullanmadım. Ama merak ettiğim bir şey var?. Kredi kartı limiti dolunca yükleme yapamadığında bildirim vs. veriyor mu? Umarım veriyordur yoksa tatsız olur. İstisnai bir durum ama yine de merak ettim.

Eshot kanadındaki ilgi çekici bir diğer gelişme mobil uygulama noktasında. Aslında ilk Eshot online.eshot.gov.tr üzerinden kart yükleme, kart tanıtma gibi işlemlere başladı. Gerek Tükenmez Kart, gerek online yükleme yapmanın yanı sıra kullanım detaylarını görme, durak alarmı gibi güzel özellikler de var. Güzel de çalışıyor. Sitenin ilk yayına girdiği dönemde mobil uygulama pek de parlak değildi. Araç takibi yoktu, kartı silmek sıkıntılıydı. Zaten önceki yazıların birinde bahsetmiştim. Bizde Ankara'nın tersine site daha başarılı demiştim. Yaklaşık bir hafta önce mobil uygulama güncellenmiş. Hatta yazıyı yazmadan önce kontrol ettim. Önceki uygulamaya göre çok başarılı. Öyle ki, haritadan iki farklı nokta seçince direkt nasıl gidebileceğinizi anlatıyor(harita Google altyapısını kullanıyor). Bazen yolu uzatıyor. Mesela Buca Erdem Caddesi'ni başlangıç, Karşıyaka Girne'yi bitiş noktası seçtiğimde bana "önce Üçyol Metro'ya sonra oradan Halkapınar'a oradan da Girne'ye giden araca bin" şeklinde bir yol gösterdi ama ben Halkapınar'a Şirinyer İzban'dan daha rahat ulaşabilirim. Bu değil ki niteliksiz bir uygulama. Gayet güzel kafa açar, alternatif üretmenize yardımcı olur. Gerektiği anda hayat kurtarabilir.

Sevmediğim iki şey var. Biri Online İşlemler'in üye olmaya yönlendirecek şekilde kafa karıştıran yapısı. Yanlışlıkla üye olabilirsiniz. Üye olmak iyi amka üye olmak istemeyenin bu denli kafasını karıştırmamak gerekli. Diğeri ise araçları güzergah üzerinden takip edebildiğimiz sistem. Çok geç güncelleme yapıyor. Bazen 1 dakikadan daha uzun sürüyor. Ankara'da ben canlı takip edebiliyordum. İnternetim mi sıkıntılı diye düşünenler için 24 megabit internet hızım var ve gayet memnunum. Bu geliştirilirse güzel olur. Bir de kart kişiselleştirme konusunda ilginç bir sorun yaşadım. Uzun sürede kartım kayıtlı olmasına rağmen kart doğrulanmadı. Silip yeniden kaydedince düzeldi. Bu arada kart doğrulanmazsa kullanım detayı görme gibi özellikler kullanılamıyor. Sonuç olarak beğendim.
Sene içinde ilgimi çeken diğer konulardan biri de Bayraklı İskelesi oldu. Eskiden Kordon'daki Palet restoran oraya taşınarak iskele yapılmış. 2016'da ise rağbet az olduğu için kapanmış. Şimdi ise Bayraklı'ya yeni bir iskele yapılıyor. Olan varken yenisini yapmak mantıksız bence. Ki WowTurkey(Türkiye'deki en köklü forumlardan biridir)'de birçok kişi kapatılan Bayraklı İskelesi'nin aktarma merkezi olması gerektiğini söylüyor. Bununla birçok sorun da çözülebilir. Okuyunca hak veriyorsunuz. Linki buraya bırakıyorum.
http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=24862&start=40

Yıl içindeki favori anım ise kesinlikle Ocak döneminde Konak Metro'daki anımdı. Twitter'da anlattım ama burada yazmazsam olmaz. Açıköğretim sınavı sonrası eve dönerken Konak Metro'da kartıma yükleme yapayım dedim. Tam yükleme yapacağım sırada yabancı bir ağabeyimiz(Rumen veya Gürcü idi sanırım) metroya nasıl giriş yapabileceğini soruyordu. Görevliler de kart alman lazım veya birine para ver o bassın dedi. En yakında ben olunca benden istedi. Sonrasında verdiği para çok vs. anlatmaya çalıştım ama olmadı. Sınav sonrası çok da odağım yerinde olmadığı için yukarı çıkartıp kart aldırmak gelmedi aklıma. Verdi parayı yükledim, kartı bastım o geçti, teşekkür etti. Sonrasında ben de metrodan çıktım(Sadece yükleme için inmiştim). Biraz ilerleyince kafamda bir şeyler aydınlanmaya başladı. Şimdi öncelikle ağabeyimizin verdiği para bayağı fazlaydı. Oradan zaten kârdaydım. Ama asıl olay adama öğrenci basmamdaydı. Bana kalan para daha fazla olduğu gibi, belediyeyi de yanlışlıkla kazıkladım. Dahası ve en ibretlik kısmı, oradan gelen 90 dakika ile eve beleşten gitmiş oldum. Gereksiz bir gülme aldı beni o an. Başıma bazen gerçekten ilginç şeyler geliyor. Eğlenmiştim.

Son olarak üniversiteler için var olan hatlardaki gelişmeleri yazıp ana konuları sonlandırayım. İYTE'ye yönelik olarak Urla'dan 882, Fahrettin Altay'dan Gittiğin Kadar Öde sistemine dahil olan 982 konuldu. Katip Çelebi için 596 numaralı araç Egekent Aktarma'dan var. Bakırçay Üniversitesi için ise Ulukent İzban'dan 750-757-850 otobüsleri varmış. İzmir Ekonomi Üniversitesi için de 480-950-969 varmış. Yaşar ve Ege Üniversitesi zaten İzmir Metro ile rahat ulaşılabiliyor onlara girmiyorum. Bu paragrafa asıl girmeme neden olan 290-390 ve 690 da normalde yazın kaldırıldı ve siteden ulaşılamazdı. Şu an ise siteden ulaşılıyor. Hatta sitede 882'nin okullar açılana dek çalışmayacağı bilgisi varken(ki 982 yok) 290-390 ve 690 için böyle bir duyuru yok. Eğer doğru ise tespitim güzel haber. Yaz okulu vs. derken sıkıntı oluyordu birçok kişi için. Muhtemelen buradakilerin birçoğu çoktan vardı ama hem yeni görmem hem toplu olarak yazıda bulunmasını istediğim için buraya yazıyorum.

Saatlerdir yazdığım sevgili yazının ana konularını bitirdim desem yeridir. Bundan sonraki kısımda kısa kısa gördüğüm belli şeyleri, belli haberleri yazacağım(Araya sıkıştıramadığım ve konunun dağılmaması için bu yola gidiyorum). Arada yorum katarak tabi ki.

-21 Temmuz 2018'de sitede bir hata sonucu birçok araç görünmedi. Birçok kişi kendi aradığı araç olmayınca bu araç kaldırıldı mı diye düşündü.
-Japonya'da ulaşım kartı alışverişte de kullanılıyormuş. Daha önce yazdım mı bilmiyorum ama bunun olması mantıklı. Bazen basit bir şey almak istenirken pratik olabilir.
-Tüm ülkede tek ulaşım kartı projesi çıktı. İstanbulkart'ın tek kart olması fikri var. Bence saçma. Hele ki Kentkart'ın etki alanını düşününce. Kentkart ile anlaşmak daha pratik. Öte yandan her ilde kart arama sorunundan kurtaracak olsa da kart koleksiyonu yapmak isteyeni üzer sanırım. Ama onlar kaç kişi ben de bilmiyorum.
-Ankara'da otobüslerde kredi kartı dönemi başlamış(Temassız kredi kartları için). Ulaşım kartı noktasında pratik bir çözüm. Hele ki şehir dışından gelen adam için. Hatta orada yaşayan biri kartı evde unutsa bile sorun olmaz bence.
-Oturağı olmayan birçok durağa dar da olsa oturak yapıldı. İlginç görünmüyor değil bazı yerlerde. Ayrıca durak cepleri maviye boyandı. Ama ilk boyandığı dönemdeki koku çok ağırdı.
-Sene içinde aklıma gelen şeylerden biri Uçan Yol'u kullanıp Alsancak tarafına inen araç olmaması. Esasen 36 Gümrük'e gitse de pratik olabilir. Hala tam anlamıyla kullanılmadığını düşünüyorum Uçan Yol'un. 36-415-304 çok da güzel kullanıyor.
-Gaziemir'deki Fuar İzmir'de fuar olduğunda 92-610-650(Üçyol-Gaziemir Semt Garajı-Fahrettin Altay'dan Fuar İzmir'e) gibi hatlar ortaya çıkıyor. Bayramdaki Kabristan araçları gibi.
-Bir ara 1111 numaralı bir test otobüsü gördüm ama daha sonrasında bir şey görmedim onunla ilgili.
-Japonlar İzmir'deki elektrikli otobüsleri incelemeye gelmişler. Eshot'un sitesinde bu Japonlar çatıya çıktı şeklinde haber edildi. Elektrikli otobüs konusunda birçok yere referans oldu.
-Tramİzmir tramvayları TSE belgesi aldı. Yeni almış olmaları bana geldi. Ama almaları güzel. Otobüsler de almış.
-Buca Metro'suna başlanamaması noktasında kredi onayının gecikmesi ve bu süreçte doların fırlaması etkiliymiş.
-Evka-3 Metro ile Bornova Merkez arası yeni bir metro planı varmış(Bornova Metro değil). İlginç buldum ama orada oturan bir arkadaşıma sordum mantıksız değil dedi. Ama bence daha öncelikli yerler var.
-Narlıdere Tramvayı son gaz devam ederken Çiğli için de bir tramvay yapılacak. Katip Çelebi için iyi haber olmalı.
-Halkapınar-Karabağlar-Havalimanı Metro hattı projesi var. İzban'daki yüke azaltmaya yönelik mi bilmiyorum ama kesinlikle garip buldum. Buca Metrosu arada kaynamaz umarım. Ama Artı Para'dan kaçmak için güzel yol.
- Urla'dan vapur seferleri başladı. Belli güzergahlardan oraya seferler devam ediyor. Karantina İskelesi faaliyete geçti.
-Belediye kişisel kartların başkaları tarafından kullanılmasından nasıl bıktıysa otobüslere uyarı astı.
-Adatepe'yi ikiye bölen garaja geçit konulmuş. Böylece araçlar için olmasa da yayalar için sorun çözüldü.
-Baykuş seferleri artık vapur, metro ve tramvay için de var. İlgili düzenlemeler yapıldı.
-İzmir'de fayton devri kapanıyor.
-Belediye kadın şoför istihdam etti.
-Bir ara Konak'ta otobüs beklerken kalkan otobüslerden birinden vidavari bir parça fırladı. Hareket memurluğuna götürdüğümde ise birazdan kapım kapanmıyor diye arar diye muhabbet geçti. İlginçti.

Yaklaşık 4 saattir yazdığım bu yazının nihayet sonuna gelmeyi başardım. Dediğim gibi her sene belediye nasıl bu kadar şey çıkarmayı başarıyor şaşırıyorum. Ve yetişmek zor oluyor. Açıkçası daha güzel odaklanabileceğim günde yazmak isterdim ama maalesef uygun vaktim uzun süre olmayacak. Umarım konuyu çok dağıtmamışımdır ya da çok tekrara düşmemişimdir. Fazla şey yazdığımda ister istemez kaçabiliyor ipin ucu.

Son olarak son anda 121 ve 70'in kaldırılması ne kadar hayatımı çok etkilemeyecek olsa da üzdü. Dediğim gibi çocukluğumdan bir parça daha gitmiş gibi hissediyorum. O yüzden en alta buna hitaben bir şarkı bırakıyorum. Baştan söyleyeyim, şarkı alakasızlar alakasızı. Ondan dolayı linke tıklayana kadar adını göremeyeceksiniz ama nedense aklıma ilk gelen şarkı bu odu. Ondandır bunu koymam.
Buraya kadar gelmeyi başardıysanız sabrınız için teşekkür ederim. Bakalım zaman bize İzmir'de daha neler gösterecek?

Güle Güle 121, Güle Güle 70
https://www.youtube.com/watch?v=1TZhxL5Z8aI