30 Temmuz 2016 Cumartesi

Özelden Devlete

Kapatılan özel üniversitelerin devlet üniversitelerine aktarılması hakkında aslında yorumumu sadece Twitter'da kısaca yazacaktım ama o kadar çok değerlendirilmesi gereken şey var ki(sanki) buradan da bir yazayım dedim.
Her şeyden önce kendi fakültem açısından değil, ülke genelinde durumu değerlendireceğimi belirteyim. Karara ilişkin genel yorumum ise durumun yanlış yönetildiği. Keşke yeni mezun almayıp 3 yıl sonra tasfiye edilseydi. Hiç değilse binalar ayrı olsa da bu garip durum yaşanmasa.
Bu karar açıklandığından beri adeta iki taraf arası gruplaşma oldu diyebilirim. Özel-devlet atışması tarzında bir durumun ortaya çıktığını söylemek yanlış olmaz. Herkesin kendime göre derdi var ve kimse geniş açıdan bakmayı tercih etmiyor. Kimse haklı haksız demiyorum ona daha sonra değineceğim. Durum tespiti ile başlıyorum.
Özeldekiler genel olarak, kendi okullarındaki sosyal imkanları bulmayacağından, olası dışlanma durumundan ve düzenin bozulmasından şikayetçiler. En büyük dertleri ise derslerin denkliği problemi. Erasmus'a gidenler bile bu konuda sıkıntı yaşarken onlar almadıkları derslerde ne yapacaklar kimse bilmiyor. Ender söyleyeni de olsa kendini beğenmiş hocalar(böyle deyince devlet üniversitelerindeki her akademisyen böyleymiş gibi oldu, bir kısım pek tabi vardır ama hepsi değil) yüzünden sorun yaşayacakları inancı da var.
Devlet okullarındaki en büyük isyan ise düşük puanlı birçok kişinin sadece parayla kendileriyle aynı eğitimi ve de diplomayı alması ve artan nüfusun eğitimi düşürme potansiyeli ve özelden geleceklerin bir kısmının olası saçma sapan tavırları. Sanırsam bunlar sorunları açıklayıcı oldu. Hatalı olduğum yargı olabilir ama bunlar gezinirken elde ettiğim bilgiler.
Durumun üç aşağı beş yukarı olduğu düşünülebilir. Açıkçası ben gerçekten de kimsenin okulunu değiştirmek istediğini düşünmüyorum. Öyle ya da böyle birçok işi halinden memnundu. Ama ortada kapatılma gibi bir durum da var. Gidene kal, kalana git demek olmaz. Mecbur bir arada olunacak(bina kullanımı hakkında düzenleme gelmezse).
Kararlar sonrası oluşan durum da ilginç. Kimi özel üniversitelerin devredildiği devlet üniversiteleri -hoş tabir değil ama- hakaret iken(özellikle tam burslular için), kimi özel üniversitenin devredildiği devlet üniversitesi ise tabiri caizse velinimet. Burada az-çok bir curcuna var. Ama genel olarak ikinci kısım daha çok görülüyor. Ama dünyada da çok iyi üniversitelere para ödeyerek girilebilir. Buna kapitalizm deniliyor sanırsam.
Ben eminin bu şans eline geçtiği için özel okullardan gelenlerin bir kısmı bu fırsatı iyi değerlendirecek veya çalışacak. Sonuç olarak söz konusu özel üniversitelere giden herkes burnu havada değil. Benim de birçok arkadaşım var o okullarda. Az-çok bilebiliyorum durumu.
Ama bir kısım sivri zekalının gittikleri okulları beğenmemezlik yapacağını ben de düşünüyorum(çok az bir kitle olsa da). O da beğenmeyecekse gitsin, milyon tane vakıf üniversitesi var. Twitter'daki muhabbete pek girmeyeceğim çünkü oradaki durumda neyin ne olduğunu herkesin bildiğine inanıyorum. Boş muhabbetin daniskası kısaca. Hele medeniyet getireceğim muhabbetleri dönmüş, o kafa uçmuş bildiğin. Umursamanın alemi yok.
Yine o sivri arkadaşlar okulun yerini beğenmiyorsa da kusura bakmasın, ülkenin birçok yerinden oraya herkes öğrenci olarak gelirken kendisinin keyfi için taşınacak hali yok(ki özeldekiler genelde aynı ilde kalmak istedikleri için özeli seçiyorlar). Eğer herkes kendi binasında kalırsa(ki benim tahminim nedense böyle) bu sorun olmayacak olsa da o zaman garip bir durum oluşacak, o da başka bir mesele. Kısaca o sivri zekalı ya elindekiyle yetinmesini bilecek ya da gidecek.
Tekrarlıyorum yukarıdaki iki paragrafta söylediklerim beğenmemezlik yapan ve yapacaklar için, yukarıda dediğim gibi gidene kal, kalan git demek olmaz. Sorun yapmayıp gelecek olan pek ala gelsin. Ne kadar az bir kitle sorun çıkaracak olsa da direkt göze battıkları için ortalık karıştı.
Yazdıklarımdan da anlaşılacağı üzere, direkt gelmesinler demiyorum çünkü bu keyfi bir durum değil. Lisedeyken taban puanların kaldırılması gibi bir durum yok ortada. Öyle ya da böyle birleşilecek. O yüzden direkt gelmesinler fikrini de benimsemiyorum. Vakıf üniversitelerine devrdilsin diyenler olabilir ama şartlar gereği garantör üniversitelere devir(ki Dokuz Eylül Gediz'in de garantörüydü ama onu çok kalabalıklaşmasın diye Katip Çelebi'ye verdiler) daha öncelikli konumda. Diğer özeller alternatif konumda. O noktada da bilgi eksikliği olması her şeyi karıştırıyor. Hiçbir şey tam açıklanmadığı için hep olasılıklarla konuşmak sinir bozucu bu arada.
Olayı genel olarak değerlendireceğimi söyledim ama kendi fakültemdeki sınıf mevcudunun artmasını sayısal verilerle açıklamaktan zara gelmez bence(Kalem kağıt gerekebilir zira benim bile yazarken kafam karışabiliyor). Bunu binaların aynı alacağını varsayarak hesaplıyorum.
Bizim fakültemiz geçen sene 13'ü okul birincisi olmak üzere 513 kişi aldı. Ve biz iki şubeydik. Yaklaşık 256 kişi yeni gelenler ve kalanlar ise en az 30(kimi derslerde 100'den fazladır herhalde). Ben 30 diyeceğim kalanlara çünkü ikinci sınıfa geçtik, ister istemez kalan giden hesabı biraz değişkenlik gösteriyor(286 diyelim). Tercih sonrası olsa birinci sınıfları 300 civarından hesaplayacaktım. Gediz ve İzmir üniversitesinin hukukta kontenjanları toplamı 265(Kaynak: 2015 ÖSYS Yükseköğretim Puan Kılavuzu). 20 kişi de kalmış olsa Etti 285 civarı(Toplam 305 diyelim). İki şubeye eşit olarak dağıtılsa 142 çıkıyor.  286+142=428(Genel toplamda 860 civarı) kişilik sınıflar. Ki bunun üst sınıfları da var. Allah'tan Tınaztepe'ye taşınıyoruz. 500 kişilik amfiler olmasa ne olacaktı gerçekten bilemiyorum. Biz tam rahatladık derken bu tip bir sonucun ortaya çıkması üzücü. Yer sorunu yaşayan okulları düşünemiyorum.
Bu durum sadece bizim için değil, hocalar için de kötü. Adam iki defa aynı kalabalığa ders anlatacak. Bunun getirdiği yük gerçekten fazla. Hocaya soru sormak bile eziyetli olacak yani.
Her şey bir yana emin olduğum bir şey varsa o da bu kararın kin ve nefret ortamı oluşturduğu. Bu yüzden durumun yanlış yönetildiği kanaatindeyim. Neler olacağını zaman gösterecek olsa da tek temennim durumun en az sorunla atlatılması.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder